Fransa’da başbakan bilmecesi… Taraflar bir isim üzerinde anlaşamadı
Fransa’da ilk turu 30 Haziran ve ikinci turu 7 Temmuz’da yapılan erken genel seçimler, solcu 4 partinin oluşturduğu Yeni Halk Cephesinin galibiyeti ile sonuçlandı.
Seçimlerde, solcu Yeni Halk Cephesi 178 milletvekili çıkararak ilk sırayı alırken, onu 163 sandalye ile Macron ittifakı ve 143 sandalye ile aşırı sağcı Ulusal Birlik İttifakı (RN) izledi.
Bu sonuçlarla toplam 577 milletvekilinin görev yapacağı mecliste hiçbir parti ya da ittifak hükümet kurmak için gerekli salt çoğunluğa ulaşamadı.
Yeni meclis tablosu, hükümet kurmak için ittifaklar ya da partiler arasında koalisyon görüşmelerini zorunlu kılıyor.
Mevcut meclis dağılımı ve siyasi liderlerin seçim sonrası açıklamaları göz önüne alındığında ülkede hükümet kurulması haftalar sürebilir ve siyasi belirsizlik, Fransa’nın 26 Temmuz-11 Ağustos tarihlerinde ev sahipliği yapacağı 2024 Paris Olimpiyatlarını olumsuz etkileyebilir.
Seçimin galibi sol ittifakının seçim sonrasında da birlikteliğini koruyarak merkezdeki partiler ile bir koalisyon kurma ihtimali belirsizliğini korurken, solcular başbakan olarak görmek istedikleri isim üzerinde de anlaşabilmiş değil.
Yasal olarak seçim sonuçlarına göre hareket etme zorunluluğu olmayan Macron’un yine de ülkenin yeni başbakanını atamak için öncelikle meclis çoğunluğunu dikkate alması bekleniyor. Fransa’da siyasi geleneklere uygun olarak birinci çıkan parti ya da ittifaktan bir isim başbakan seçiliyor.
SOLCU İTTİFAK SEÇİM KAMPANYASINDA “TEK” BİR LİDER BELİRLEYEMEDİ
İkinci turu 7 Temmuz’da yapılan genel seçimler, siyasi yelpazenin solundaki Sosyalist Parti (PS), Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Fransa Komünist Partisi (PCF) ve Yeşiller’in (EELV) kurduğu Yeni Halk Cephesi ittifakı, aşırı sağcı Ulusal Birlik’in (RN) kurduğu ittifak ve Macron’un “Cumhuriyet için hep birlikte” ittifakı etrafında döndü.
Kampanya sürecinde Macron ittifakına mevcut Başbakan Gabriel Attal liderlik ederken, aşırı sağ da başbakanlık koltuğu için 28 yaşındaki RN Başkanı Jordan Bardella’yı öne çıkardı.
Ulusal Birlik ittifakının ilk turdan birinci çıkmasının ardından, Fransa’nın “aşırı sağın eline düşmesinden” korkan sol partiler yıllar sonra ilk kez bir ittifak kurarak gitti ancak kampanya sürecinde tek bir ismi başbakanlık koltuğuna aday göstermekten geri durdu.
SOLCULAR BAŞBAKAN ADAYI OLARAK MELENCHON’A SICAK BAKMIYOR
Öte yandan sol ittifakının en büyük partisi LFI’den geçen seçimlerde de cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Jean-Luc Melenchon, sol cephede adı başbakanlıkla anılan başlıca isim oldu.
Melenchon, sol ittifakın seçim galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, Macron’un “Yeni Halk Cephesini yönetime çağırma görevi olduğunu” ve buna hazır olduklarını kaydetti.
Ancak, ittifaktaki diğer sol partiler, Filistin’e verdiği güçlü destek ve ekonomiyle ilgili farklılaşan vaatleri nedeniyle Melenchon’un başbakanlığına sıcak bakmıyor.
Daha önceki seçimlerde Macron ittifakına karşı sert bir seçim kampanyası yürüten Melenchon, bazı çevrelerce “aşırılıkçı” ve “uzlaşması zor” bir isim olarak görülüyor.
Öte yandan LFI’den başbakanlık koltuğu için Meclis Grup Başkanvekili Mathilde Panot ve Parti Koordinatörü Manuel Bompard gibi siyasilerin adı da öne çıkıyor.
SOL İTTİFAKIN İKİNCİ BÜYÜK PARTİSİ YENİ BAŞBAKAN ADAYINI UZLAŞIYLA BELİRLEMEK İSTİYOR
LFI’nin yanı sıra 6-9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde yüzde 14 oy oranı ile sol partiler arasında ilk sırayı alan ancak genel seçimlerde LFI’nin gerisine düşen Sosyalist Partinin de ittifakın çıkaracağı aday konusunda belirleyici olabileceği düşünülüyor.
Sosyalist Parti lideri Olivier Faure, seçim galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, ittifakın bu hafta başbakanlık için aday gösterecek durumda olması gerektiğini belirtti. Faure, vatandaşlara “ülkeyi yönetemeyecekmiş izlenimi vermemeleri gerektiğini” vurgulayarak, başbakan adayının ittifakın ortaklarının fikir birliğiyle veya oylamasıyla belirleneceğini kaydetti.
Sosyalist Partide başbakanlık için öne çıkan isimler arasında Faure’un yanı sıra eski Sosyalist Parti Meclis Grup Başkanvekili Boris Vallaud ve AP seçimlerinin parlayan ismi Raphael Glucksmann bulunuyor.
Ayrıca bu seçimlerde meclise girmeye hak kazanan Sosyalist Partili eski Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ismi de başbakanlık için zikrediliyor.
SOL İTTİFAK BAŞBAKAN OLARAK PARTİ DIŞI BİR İSİMDE UZLAŞABİLİR
Bugüne kadar siyasi farklılıkları ve temel görüş ayrılıkları nedeniyle daha önceki genel seçimlerde ittifak kuramayan solcu partiler, aşırı sağın galibiyetine karşı bu seçimlerde hızla bir ittifak inşa etseler de başbakanlık koltuğu için aynı isim üzerinde anlaşamayabilir.
Diğer sol partiler, ittifakın en büyük partisi LFI’nin kurucu lideri Melenchon’un aday gösterilmesine mesafeli yaklaşırken tek bir adayın belirlenemediği senaryoda, sol ittifak, başbakanlık için parti dışı bir isimde anlaşabilir.
Bu durumda diğer sol partiler, kendilerine göre “aşırı” kalan LFI’ye karşı siyaset arenası dışından daha ılımlı bir ismi önerebilir.
MACRON İTTİFAKI AŞIRI SOLU DIŞLAYIP SOL PARTİLER İLE UZLAŞMA İSTİYOR
Erken genel seçimlere gittiği için ulusun kaderi ile “kumar oynamakla” suçlanan ve seçimlerin en büyük kaybedeni olan Macron ittifakı yeni hükümetin de kurucu gücü olmak istiyor.
Seçim sürecinde Macron ittifakı, daha önceki seçimlerde de sert dille eleştirdiği aşırı solcu LFI ile herhangi bir koalisyon anlaşmasına yanaşmayacaklarının sinyalini verirken, LFI kanadı da iktidar ile koalisyon ihtimalini reddetti.
Aşırı sağ ile hükümet kurması beklenmeyen Macron cephesi, 4 partinin oluşturduğu solcu Yeni Halk Cephesinden LFI’yi dışlayarak kalan sol partiler ve diğer merkez partiler ile daha geniş bir koalisyon arayışında.
Öte yandan Macron’un daha geniş koalisyon senaryosunda, merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisinin (LR) solcu partiler ile hükümet kurmaya yanaşması zor görünüyor.
Dolayısıyla meclis dağılımı ve siyasi partiler arasındaki çekişmeler göz önüne alındığında, bir koalisyon hükümetinin kurulması haftalar sürebilir.
BAŞBAKAN ATTAL, YENİ HÜKÜMET KURULANA KADAR GÖREVDE KALABİLİR
Macron, erken genel seçimlerin ikinci turundan sol ittifakın birinci çıkması üzerine istifasını sunan Başbakan Gabriel Attal’dan görevine “şimdilik” devam etmesini istedi.
Attal’ın istifasını reddeden Macron “ülkenin istikrarı” için Başbakan’ın görevine bir süre daha devam etmesini istedi.
Macron’un bu kararı, olası sol-merkez koalisyonu şekillenene kadar ülkenin ev sahipliği yapacağı 26 Temmuz’da başlayacak 2024 Paris Olimpiyatlarında hükümetin henüz kurulamamış olma ihtimaline karşı önlem aldığı şeklinde yorumlandı.
TEKNOKRAT HÜKÜMET İHTİMALİ
Eğer Ulusal Meclisteki 3 ana ittifak cephesinden bir koalisyon çıkmazsa, Macron, en erken 2025 Haziran’a kadar yönetimde olacak, teknokrat bir hükümet atayabilir.
Bu hükümetin ilk görevi sonbaharda meclisin önüne gelecek bütçeyi onaylamak olacak. Siyasi partilerin gensoru önergesi ile karşı karşıya kalacak teknokrat hükümeti, bu sınavı veremezse düşebilir.