Borsada bilanço dönemi
9 mins read

Borsada bilanço dönemi

Hürriyet’ten Zeynel Balcı’nın köşe yazısı:

İyi gelen banka ve sanayii şirketi kârlarını enflasyon etkisi ile düşünmekte fayda var. Hisse seçimlerinin daha da önem kazandığı günlerdeyiz. Bu dönemde yatırımcı anlayışıyla geri çekilmelerde hisse biriktirmek ve destek seviyelerine yaklaştıkça maliyet oluşturmak orta ve uzun dönem için yararlı olabilir.

Borsa İstanbul gündeme bağlı olarak oldukça dalgalı günlerden geçiyor. Çıkış ve düşüşler sert, yön tayini konusundaki belirsizlikler arttı. Son dönemin ağırlıklı gündemi İsrail-Hamas çatışması. Olayın yayılıp yayılmayacağının yanı sıra İsrail’in Gazze’ye olası bir kara harekatının sonuçları konusunda bekleyiş sürüyor. İlk günkü gibi olmasa da iç ve dış piyasalar bu baskıyı az veya çok hissediyor. Borsalarda satıcılı görünüm hakimken altın başta olmak üzere güvenli limanlara ilgi devam ediyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısında Ortadoğu’ya yönelik açıklamaları yakından takip edildi ve fiyatlamalara konu oldu.

DIŞARIDA YAVAŞLAMA HİSSEDİLİYOR

Merkez bankaları faiz kararlarıyla ekonomik veriler dışında gündemin diğer önemli ayağı 09/2023 dönemi bilançoları. Dış borsalardaki bilançolarda ağırlıklı görünüm zayıf olarak nitelenebilir. Ekonomilerdeki yavaşlama şirket bilançolarına belli ölçüde sirayet etmiş görülüyor. Ancak Borsa İstanbul için aynı şeyleri söylemek zor. Şimdiye kadar açıklanan gerek banka gerekse sanayi şirketlerindeki kârlar genelde beklentilerden daha iyi. Açıklanan yüksek kârlarda enflasyon etkisini de dikkate almak gerekir. Bilançoların yayın süreci, borsanın çalkantılı dönemine denk geldiği için hisse fiyatlamalarına etkileri sınırlı. Bilançoların gereği gibi fiyatlandığını söylemek zor. Ancak yatırımcılar tarafından iyi bilançolar ve iskontolu hisselerin not edildiği, bir köşeye yazıldığı muhakkak. Piyasa şartları olağan seyrine döndüğünde hisseler fiyatını bulacaktır.

HİSSE SEÇİMİ ÖNEM KAZANDI

Borsanın dalgalı döneminde seçicilik daha çok artar. Çıkış trendleri ve rallilerde çok sayıda hisse birbirini takip eder, sürü psikolojisiyle yükselir. Ama yatay veya düşüşlerde farklılaşma öne çıkar. İçinde bulunduğumuz piyasa şartları artık o yapıya dönmüş durumda. BIST100 Endeksi ve bir çok lokomotif hissede mayıs sonundan itibaren başlayan çıkış trendi tamamlandı, yerini düşüş eğilimine bıraktı. Bu açıdan hisse seçimleri daha da önem kazandı. Bu dönemde yatırımcı anlayışıyla geri çekilmelerde hisse biriktirmek ve destek seviyelerine yaklaştıkça maliyet oluşturmak orta ve uzun dönem için yararlı olabilir. Borsa İstanbul’da dalgalı seyrin devamıyla temkinli görünüm korunuyor.

MERKEZLERDEN BEKLENEN KARARLAR GELDİ

Merkez bankaları kararları piyasalar için önemli referans noktalarından biri olmuştur. Çünkü ekonomi politikalarının en önemli karar vericisi ve uygulayıcıları arasında merkez bankaları yer alır. Bu açıdan aldıkları kararlar genelde piyasa tarafından fiyalamaya konu olur. Geçen hafta dikkatler TCMB ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantılarındaydı. Her iki toplantıdan da beklenen kararlar çıkınca etkileri sınırlı kaldı. Ayrıca gündemde jeopolitik gelişmelerin ağırlığı fazla. TCMB’nin 500 puanlık arttırım ile faiz oranını yüzde 35’e çıkarması piyasa tarafından olumlu karşılandı. Enflasyonu kontrol altına almak için parasal sıkılaşma politikasının gereği olarak daha önce öngörüldüğü üzere faiz arttırımlarının devamı gerekiyordu. İstikrar, piyasalarla sağlıklı iletişim, kararlılık ve öngörülebilirlik açısından önemliydi.

Yatırımcılar artık TCMB’nin poltikasına ve alacağı kararlara yönelik daha net. Seçim sonrası göreve gelen ekonomi yönetiminin iç ve dış finans çevrelerinden aldığı eleştiriler olumlu. Ancak bunun özellikle yabancı yatırımcı ayağında sermaye girişine neden olması gerekir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yatırımcı çekme adına yoğun dış temasları geçen hafta da Körfez ülkelerinde devam etti. Sermaye girişi anlamında henüz somut bir gelişme yok. Şimşek bu durumu, “Yabancı yatırımlar geri dönecek ama zaman alacak” şeklinde izah etti. Ek olarak; TCMB faiz artışıyla artacak tahvil ve mevduat faizlerinin hisse senetlerine alternatif olarak daha belirginleşmesi durumunu da not edelim.

KKM’DE ÇÖZÜLME SÜRÜYOR

Faiz artışıyla birlikte kur korumalı mevduatta (KKM) azalış devam ediyor. TCMB verilerine göre 20 Ekim ile biten haftada 85 milyar TL’lik düşüşle KKM 3.070.174 milyon TL oldu. Aynı hafta; Yabancı yatırımcıların hisse senedi satışları 106.8 milyon dolar ile devam etti. Son bir aydır satıştalar. TCMB brüt rezervleri 1.6 milyar dolar azalışla 126.1 milyar dolara gerilerken bankalar yurtiçi döviz mevduatında ise 2.2 milyar dolar artışla 175.4 milyar dolara yükseldi. Verilerin akışına bakılınca parasal büyüklüklerde çok büyük yer değiştirmeler görülmemekle birlikte KKM’deki çözülmenin yanında bankalarda döviz mevduatı artmaya devam ediyor.

7.400 SEVİYESİ ÖNEM KAZANIYOR

Borsada çıkış trend desteğinin kırılmasıyla başlayan düşüş eğilimi ve destek arayışı sürüyor. İlk destek 7.400 olarak görülürken sonraki tutunma noktaları 7.200 ve 7.000-6.800’de bulunuyor. Tepki çıkışının devamında ise dirençler 7.750 ve 8.100-8.200 direnç seviyelerinde. 8.100-8.200 daha önemli. Toparlanmadan söz etmek için bu seviyelerin geçilmesi önemli olacak. Endekste sert düşüşe bağlı destek noktalarında tepki alım denemeleri görülse de satış baskısı korunuyor.

YÜKSEK ENFLASYON VURGUSU

Avrupa Merkez Bankası (ECB) geçen haftaki toplantısından beklenen karar çıktı ve faiz yüzde 4.50 olarak sabit bırakıldı. ECB Başkanı Lagarde toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda, yüksek enflasyon ve zayıflayan ekonomik görünümden söz etti. Bir süredir ECB yetkilileri faiz arttırımında zirvenin görüldüğünden söz ediyordu. Buna bir de Ortadoğu’daki son olaylar eklenince faiz arttırımının devamı zorlaşmış görülüyor. Benzer durum 1 Kasım’daki ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı için de geçerli. Faiz değişimi beklenmiyor. Aralık toplantısı için artırım olasılığı biraz daha fazla. Diğer yandan ABD’de 3. çeyrek geçici GSYİH +4.9 (Beklenti:%+4.3 Önceki%+2.1) olarak açıklandı. ABD ekonomisinin canlılığını koruduğu yönünde geçtiğimiz günlerdeki veriler sinyal vermişti. Bu açıdan büyüme verisi sürpriz olmadı.

YUMUŞAK İNİŞİN KANITI

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, “Üçüncü çeyrek büyüme verisinin ekonominin iyi durumda olduğunu gösterdiğini, enflasyonun resesyona yol açmadan yumuşak iniş olacağına dair bir kanıt olduğunu” söyledi. Son dönemde tahvil faizlerinde yaşanan yükselişe de değinen Yellen, “Bu güçlü ekonominin bir yansıması” dedi. Muhtemelen uzun vadeli getiriler düşeceğini ancak kimsenin bunu kesin olarak bilmediğini söyledi. Özetle dış ekonomik görünüm ABD tarafında daha iyi, Avrupa için ise zayıf olmaya devam ediyor. Bu durum piyasa parametrelerine de yansıyor.

EURO’DA ZAYIFLAMA

ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 5’e yaklaştıkça gelen alımların etkisiyle gevşiyor. Cuma günü yüzde 4.9’un altında işlem gördü. Tahvil faizlerindeki düşüş ve güvenli liman ihtiyacına bağlı olarak altının ons fiyatı tekrar yükselişe geçti ve 1.980 doları aştı. Dolarda değer kazanımı, Euro’da ise zayıflama var. Euro/dolar paritesi 1.05’e çekilirken dolar endeksi ise 106 seviyesinin üzerinde işlem görmeye devam ediyor. Petrol fiyatında düşüş görülüyor. Brent petrol 90 doların altında seyrediyor. Önümüzdeki hafta gündem yoğun ve önemli. ABD, İngiltere, Japonya merkez bankaları faiz kararları, ABD tarım dışı istihdamı, Almanya büyümesi (GSYH) ve Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) açıklanacak.Sonuçlarına göre piyasa üzerinde etki bırakabilecek veriler olacak.

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir