CDU/CSU’nun düzensiz göçü önleyeceği iddiasıyla sunduğu tartışmalı yasa tasarısı AfD’nin desteğine rağmen meclisten geçmedi.
Almanya’da ikincil korumaya ihtiyaç duyan sığınmacıların aile birleşimi haklarının kısıtlanması ve federal polise, haklarında sınır dışı kararı verilen sığınmacıların gözaltına alınmasını veya tutuklanmasını talep etme konusunda daha fazla yetki veren tartışmalı yasa tasarısı meclisten geçmedi.
Muhafazakar partiler Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) tarafından hazırlanan, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi tarafından da desteklenen tasarı 338 lehte, 349 aleyhte ve 5 çekimser oyla reddedildi. Oylamaya 40 milletvekili katılmadı. Federal mecliste önergeye destek veren CDU/CSU, FDP, AfD ve sol popülist parti Sahra Wagenknecht İttifakı’nın (BSW) toplam milletvekili sayısı 372. Oylamaya 692 milletvekili katıldı. Mecliste toplam 733 milletvekili görev yapıyor.
Kim nasıl oy verdi?
CDU/CSU milletvekillerinin tamamı tasarıya evet oyu verirken, bu partilerden 12 milletvekili oylamaya katılmadı. Tasarıya destek verdiğini duyuran FDP’den ise iki aleyhte, beş çekimser oy çıktı. 16 FDP milletvekili ise oy kullanmadı. AfD oybirliğiyle yasa lehinde oy kullanırken bir oy boş çıktı. Sarah Wagenknecht İttifakı’ndan yedi, bağımsız milletvekillerinden ise beş lehte oy çıktı. SPD, Yeşiller ve Sol Partili milletvekilleri karşı oy kullanırken, 4 SPD’li, 2 Yeşilleri milletvekili oylamaya katılmadı. Kaç milletvekilinin hastalık raporu aldığı ise açıklanmadı.
Büyük tartışmalar yaşandı
Ana muhalefetteki Hrıstiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin düzensiz göçü durdurmak için verdikleri önergenin Çarşamba günü Federal Meclis’te aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) milletvekillerinin verdiği destekle kabul edilmesi, siyaset sahnesinde tansiyonun tırmanmasına, kamuoyunda da yoğun tepkiye yol açtı.
Gerilim bugün Federal Meclis’te, yine CDU/CSU tarafından sunulan ve düzensiz göçün sınırlandırılmasını öngören tartışmalı yasa tasarısı oylamasının yapıladığı genel kurul oturumuna da yansıdı.
Mecliste kriz görüşmeleri
CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz’in hararetle savunduğu, azınlık hükümetini oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşillerin ise reddettiği yasa tasarısı Federal Meclis’te krize yol açtı.
Sabah saatlerinde önce kamuoyuna ancak AfD’nin oylarıyla kabul edilmesi mümkün olan tasarıya yönelik yoğun tepkiler nedeniyle bazı Hristiyan Birlik ve Hür Demokratlar (FDP) partili milletvekillerinin son anda tasarıyla destek vermekten vazgeçtiği yansıdı. Ardından FDP’den dikkat çekici bir hamle geldi.
FDP’nin meclistesi grup başkanı Christian Dürr, tasarıyı Federal Meclis’in İçişleri Komisyonu’na gönderme ve oylamayı Şubat ayındaki son meclis oturumuna erteleme talebinde bulunacaklarını açıklayarak, bu süre zarfında tasarı ile ilgili olarak “merkezdeki demokratik partiler arasında bir çoğunluğun sağlanması için çaba göstereceklerini” duyurdu.
Bunu SPD’nin erteleme talebine açıkladığı destek izledi. SPD’nin meclisteki grup başkanı Rolf Mützenich, CDU/CSU’nun da AfD ile asla işbirliği yapılmaması gerektiğini kabul etmesini umduklarını söyleyerek aşırı sağcılara karşı örülen güvenlik duvarının yeniden sağlamlaştırılması gerektiğini savundu.
Tasarının oylanacağı meclis oturumunun başlamasıyla birlikte söz alan CDU’lu Thorsten Frei, muhafazakarların parti grubunun son gelişmeleri değerlendirmek istediğini söyleyerek yarım saat ara talep etti.
CDU lideri yoğun tepkilere rağmen geri adım atmadı
Meclis kulislerinde yürütülen müzakereler nedeniyle genel kurul oturuma verilen aralar uzatıldı.
CDU lideri Friedrich Merz’in odasında, kapalı kapılar ardından FDP, SPD ve Yeşillerin önde gelen isimleri arasında krizi aşmaya dönük görüşmeler yürütüldü.
Ancak üç saatten fazla süren görüşmelerin ardından da sonuç alınamadı.
CDU lideri Merz’in, milletvekilleriyle yaptığı toplantıda “SPD ve Yeşiller ile bu yasama döneminde göç politikalarında alınacak önlemler konusunda ilerleme kaydedilemeyeceği” gerekçesiyle tasarının oylanmasında ısrar ettiği ettiği bildirildi.
Son kamuoyu yoklamalarına göre Almanya’nın bir sonraki başbakanı olmaya en yakın isim olan Merz’in “Bugün bu oylama yapılacak” dediği grup toplantısında tasarının oylamaya sunulması kararı çıktı.
Milletvekillerin “cehennemin kapılarını kapatın” çağrısı
SPD’li Rolf Mützenich oylama öncesinde meclis oturumunda söz alarak Merz’in dayatmalarına boyun eğmeyeceklerini söyledi. Mützenich ayrıca, “Bu utanç sonsuza dek sizinle anılacak. Ama cehennemin kapısını burada birlikte kapatabiliriz” diyerek milletvekillerine yasa tasarısının kabul edilmemesi yönünde oy kullanma çağrısı yaptı.
Hararetli tartışmalar Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un CDU ve FDP milletvekillerine “Doğru olanı yapın, Çarşamba günü yapılan hatayı, utancı düzeltin” çağrısıyla devam etti.
“Bu son gelişmeler her dört kişiden birinin göçmen kökenli olduğu ülkemizdeki insanları sarsıyor” diyen, Avrupa’nın Almanya’daki gelişmeleri izlediğini, son gelişmelerden dolayı özellikle Avrupalı partnerlerinin de son derece endişeli olduğunu vurgulayan Baerbock, CDU/CSU’nun göçün sınırlandırılması taleplerinin Avrupa Birliği’nin (AB) sonunu getirebileceği uyarısında bulundu.
Merz’in sığınmacılara “toplu tecavüz” suçlaması yuhalandı
CDU Genel Başkanı Merz ise konuşmasında AfD ile göç politikalarında işbirliği suçlamalarını geri çevirdi. Merz, Magdeburg ve Aschaffenburg saldırıları ve “her gün ilticacılar tarafından toplu tecavüzler” nedeniyle tasarının öngördüğü yasal düzenlemelerin kabul edilmesi gerektiğini savundu.
Merz’in “toplu tecavüz” suçlamaları meclis genel kurulunda tepkiye yol açtı, bazı milletvekilleri seslerini yükselterek, “yuh” diyerek Merz’in aşırı sağcılarca sıkça kullanılan bu sözlerine tepki gösterdi.
Aşırı sağcı AfD’li Bernd Baumann ise CDU/CSU’yu kendi partisinin politikalarını, göçün sınırlandırılması önerilerini kopyalamakla suçladı. Tasarıda yer alan düzenlemeler için “bizim taleplerimizin kopyası” diyen Baumann, bu nedenle tasarının kabul edilmesi yönünde oy vereceklerini kaydetti.
Oylama yapıldı
Tartışmaların ardından yapılan oylamada sürpriz bir sonuç ortaya çıktı. Önerge 338 lehte, 349 aleyhte ve 5 çekimser oyla reddedildi. Oylamaya 40 milletvekili katılmadı. 733 sandalyeli Federal Meclis’te önergeye destek veren CDU/CSU, FDP, AfD ve BSW’nin toplam milletvekili sayısı 372.
Merz’e “duvarı yıktı” suçlaması
Bugüne kadar AfD ile her türlü işbirliğini geri çeviren CDU/CSU’nun seçimlere bir kaç hafta kala tavır değişikliğine gitmesi, ilk kez mecliste bir önergenin AfD’nin oyları sayesinde geçmesi ve muhafazakarların yine ancak aşırı sağcıların oylarıyla kabul edilebilecek bir yasa tasarını meclise sunması haraketli tartışmaları beraberinde getirdi.
Anketlerin seçimlerden birinci parti çıkacağına işaret ettiği CDU/CSU ve başbakan adayları Friedrich Merz, eleştiri oklarının hedefinde.
Merz, ancak AfD’nin desteğiyle kabul edilebileceğini bildiği bir önergeyi meclise sunarak, çoğulcu demokrasiyi savunan partilerin aşırı sağcıların meşrulaştırılmasını ve iktidara gelmesini önlemek için ördüğü, Almanca “Brandmauer” olarak adlandırılan güvenlik duvarını yıkmakla suçlanıyor.
Protestolara yol açmıştı
Perşembe akşamı Almanya genelinde onbinlerce kişi, CDU/CSU’nun aşırı sağcı AfD destekli iltica ve göç politikalarını protesto etmek için sokağa çıktı, 50’yi aşkın kentte protesto gösterileri düzenlendi.
Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) başkent Berlin’deki genel merkez binası önünde yaklaşık 6 bin, Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik’in Münih’teki genel merkez binası önünde ise yaklaşık 7 bin gösterici toplandı.
CDU’nun eski lideri ve Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel de sessizliğini bozarak Merz’e tepki gösterdi. Merz’in Kasım ayında AfD oylarıyla çoğunluk sağlanmaması gerektiği yönündeki sözlerini anımsatan ve bunun “büyük devlet politikası sorumluluğunun bir yansıması” olduğunu vurgulayan Merkel, “Artık buna bağlı kalmamayı ve bunun sonucunda da 29 Ocak 2025’te Federal Meclis’te ilk kez bir oylamada AfD’nin oylarıyla çoğunluk sağlanmasına izin vermenin yanlış olduğuna inanıyorum” sözlerini kaydetti.
Tepkiler bununla sınırlı kalmadı. Holokost’tan sağ kurtulan Albrecht Weinberg ve fotoğrafçı Luigi Toscano, tepki olarak Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanlarını iade etmek istediklerini açıkladı.
Almanya Yahudilerin Merkez Konseyi’nin eski başkan yardımcısı, yayıncı ve avukat Michel Friedman, da uzun yıllardır üyesi olduğu partisi CDU’dan ayrıldığını duyurdu. Friedman, Federal Meclis’te CDU/CSU önergesinin AfD oylarıyla kabul edilmesini “Almanya’da demokrasi için feci bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi, “Pandora’nın kutusu açıldı” diyerek AfD’nin siyaset sahnesinde meşrulaştırılmasına zemin sağlandığını savundu.
AfD’ye set çekmek için örülen güvenlik duvarı nedir?
SPD’li Başbakan Olaf Scholz, CDU/CSU önergesinin AfD oylarıyla kabul edildiği 29 Ocak’ın ülke tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek, CDU lideri Merz’i İkinci Dünya Savaşı sonrasında var olan bir ilkesel mutabakatı bozmakla suçluyor.
Bu mutabakatın demokratik partiler ile aşırı sağ arasında hiçbir işbirliği olmamasını öngördüğüne dikkat çeken Scholz, “Güvenlik duvarı yıkıldı” diyor.
Sadece Scholz değil, siyasi analistler, gazeteciler, hukukçular ve tarihçiler de “tabu yıkmakla” suçladıkları Merz’e ağır eleştiriler yöneltiliyor.
Tartışmaların odağında AfD’ye örülen “güvenlik duvarı” yer alıyor.
Bu terim, çoğulcu demokratik partiler ile aşırılık yanlısı veya radikal siyasi partiler arasındaki “net ve aşılmaz duvarı” ifade ediyor.
Güvenlik duvarının korunması için de demokratik partiler, demokratik Anayasal düzeni korumak için aşırı sağcı partilerle herhangi bir işbirliği yapmayacağını, AfD’ye meşruiyet kazandırmayacağını söylüyor.
Duvarda zaten son yıllarda çatlaklar oluştu
Eyalet parlamentolarında, özellikle de Almanya’nın doğusunda, ilçe düzeyinde işbirliği yapılıyor. Hatta CDU bu bölgelerde en sık AfD ile işbirliği yapıyor.
Sol Parti’ye yakın Rosa Luxemburg Vakfı tarafından yapılan bir araştırma bu işbirliğini gözler önüne seriyor. Araştırmanın sonucuna göre AfD ile 120 kez birlikte hareket edildi, ortak önerge verildi ya da aşırı sağcıların desteğiyle oy çoğunluğu sağlandı.
Örneğin Ekim 2019’da Berlin’in Reinickendorf ilçesindeki CDU, 6. sınıfa kadar kız öğrenciler için başörtüsü yasağı konusunda bir önerge sundu. Uzun tartışmaların ardından önerge Ağustos 2020’de CDU ve AfD’nin oylarıyla kabul edildi.
Bu nedenle Almanya’da güvenlik duvarında aslında bir süredir çatlaklar oluştuğu bir gerçek.
Siyasi analistler, son gelişmelerin anketlerin seçimlerden ikinci en güçlü parti çıkacağına işaret ettiği aşırı sağcı AfD’yi daha da güçlendirebileceği, bunun sorumlusunun da düzensiz göç tartışmalarını seçim kampanyasında araçsallaştıran Friedrich Merz olduğunu savunuyor.
More Stories
Babasının denize attığı çocuk tekne pervanesine kapıldı
ABD Başkanı Trump: Suriye konusunda bir karar vereceğiz
Gazze’den 250 bin ailenin konaklaması için konteyner kent kurulması çağrısı